Emine Taşgetiren'in "Çocukla İletişim" kitabından okuduğum bu mektup beni çok etkiledi. Üşenmeyip yazdım onu sizler için. Sonra google de arayınca bi sürü yerde çıktı aynı mektup. Ben meğer nekadar geç kalmışım yeni bişey buldum diye sevinirdim. Ama olsun yazmış oldum okursunuz.........
Sevgili Anneciğim, babacığım!
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim size şunları söylemek isterdim.
Sürekli büyüme ve gelişme içerisindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da, sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim, bu nedenle bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Beni her yerde her zaman koruyup kollamayın, bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım? Büyümeyi çok istiyorsam da arasıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Beni şımartmayın, o zaman hep çocuk kalmak isterim. Ama yaşımdan çok da büyütmeyin, o zaman da sizi elimde olmadan hayal kırıklığına uğratabilir ve kendime güveni de kayederim. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ama siz verdikçe almadan edemiyorum. Ne kadar çok verirseniz, daima daha fazlasını isterim. Para ve benzeri şeylerle değil, beni sözle takdir edin. Sevdiklerime ve çevremdekilere başarılarımdan söz ederek, varlığımdan başarılarımdan onları haberdar edin.
Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranın, yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Ben öyle bir fotoğraf makinasıyım ki; ne görürsem o manzarayı çekerim. Çektiği manzaraların aynısını size gösterdiğimde beğenmezseniz, suç benim değil, o manzaraları veren sizersiniz. Birbirinize sevgi ve saygının azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup bağırmayın, yüksek sesle söylenenlerde çok, yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Beni korkutup sindirerek suçluluk duygusu aşılamayın. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Bana güvendiğiniz belli edin, hiç değilse çabamı övün, beni destekleyin.
Beni başkalarıyla karşılaştırmayın, yaşımın üstünde olguluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın.Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın, hele başkalarının yanında onurumu kırmayın.
Bana haksızlık ettiğiniz zaman açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz, tersine beni size daha çok yaklaştırır. Bari kendinizi erişilmez, yanılmaz olarak göstermeye çalışmayın, yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük oluyor.
Belki ara sıra sizi üzüyor hayal kırıklığına uğratıyorum. Beni ben olarak sevin. Örnek çocuk olmamı istemezseniz, bende sizden kusursuz ane baba olmanızı beklemem. Sevmeniz ve anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sevgiler
Çocuğunuz.
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim size şunları söylemek isterdim.
Sürekli büyüme ve gelişme içerisindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da, sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim, bu nedenle bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Beni her yerde her zaman koruyup kollamayın, bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım? Büyümeyi çok istiyorsam da arasıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Beni şımartmayın, o zaman hep çocuk kalmak isterim. Ama yaşımdan çok da büyütmeyin, o zaman da sizi elimde olmadan hayal kırıklığına uğratabilir ve kendime güveni de kayederim. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ama siz verdikçe almadan edemiyorum. Ne kadar çok verirseniz, daima daha fazlasını isterim. Para ve benzeri şeylerle değil, beni sözle takdir edin. Sevdiklerime ve çevremdekilere başarılarımdan söz ederek, varlığımdan başarılarımdan onları haberdar edin.
Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranın, yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Ben öyle bir fotoğraf makinasıyım ki; ne görürsem o manzarayı çekerim. Çektiği manzaraların aynısını size gösterdiğimde beğenmezseniz, suç benim değil, o manzaraları veren sizersiniz. Birbirinize sevgi ve saygının azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup bağırmayın, yüksek sesle söylenenlerde çok, yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Beni korkutup sindirerek suçluluk duygusu aşılamayın. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Bana güvendiğiniz belli edin, hiç değilse çabamı övün, beni destekleyin.
Beni başkalarıyla karşılaştırmayın, yaşımın üstünde olguluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın.Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın, hele başkalarının yanında onurumu kırmayın.
Bana haksızlık ettiğiniz zaman açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz, tersine beni size daha çok yaklaştırır. Bari kendinizi erişilmez, yanılmaz olarak göstermeye çalışmayın, yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük oluyor.
Belki ara sıra sizi üzüyor hayal kırıklığına uğratıyorum. Beni ben olarak sevin. Örnek çocuk olmamı istemezseniz, bende sizden kusursuz ane baba olmanızı beklemem. Sevmeniz ve anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sevgiler
Çocuğunuz.