неделя, 26 октомври 2008 г.

неделя, 7 септември 2008 г.

İyi ki doğdun canım kızım Zeynebim

İki yaşını doldurdu bizim roşka. Ne çabuk büyüdü bu beya. Daha dünmüş gibi horoz ötüşünü andıran bir ağlamakla inletiyordu Şeynovo koridorlarını.



yine yalnızız ....

Şükürler olsun Rabbim sen onu bize bağışla. Cümlemizinkilerini de .... AMİN


събота, 6 септември 2008 г.

петък, 5 септември 2008 г.


HOŞGELDİN EY ŞEHR-İ RAMAZAN
sucuklu pide
malzemeler:
4 tane haşlanmış patates
2 yufka
1 çay bardağı süt
1 veya 2 yumurta
yarım çay bardağı sıvı yağ
biber
domates
sucuk
susam
çörek otu
yufkalar sigara böreği olacak şekilde kesilir süt sıvı yağ ve yumurta karıştırılıp yufkaya sürülür.patates ezilir tuzlanır ve yufkanın geniş kısmına 1 kaşık koyulur. sigara böreği gibi sarılır. sarılmış böğreklerin karnı bıcakla kesilir ve kesilen yere birer dilim domates sucuk veya sosis ve biber koyulur üstü de artan harçla yağlanır. üzerine susam serpilir. biraz da kaşar peyniri rendesi serpilir ki fırında kızarınca güzel olsun.


SELANİK GEVREGİ

Bu ölçülerle iki tepsi çıkıyor, dilerseniz yarıyarıya yapabilirsiniz..Ama hazırlayıp bir kenarda bekletebilirsiniz ani misafirleriniz için uzun süre dayanıyor...
6 yumurta(oda sıcaklığında)
1,5 su bardağı şeker
3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 su bardağı zeytinyağı
Kuru üzüm, ceviz fındık
*Yumurta ve şekeri iyice beyazlaşana kadar çırptıktan sonra yağ hariç tüm malzemeleri ekleyelim.*En son olarak yağı koyalım.*Yağlanmış fırın tepsisine boşaltalım*Üzeri pembeleşene kadar 160 derecede önceden ısıstılmış fırında pişirelim*Soğuduktan sonra ince uzun dilimler halinde keselim.*Dilimleri yan olarak tekrar tepsiye koyalım bir tarafını kızartalım.*Sonra çevirelim ve diğer taraflarını da kızartalım..Afiyet olsun

сряда, 23 юли 2008 г.

ENİHAN BABA TÜRBESİ

Davidkovo'dan şu merdivenlere kadar 13 kilometre vardı daha, oysa biz oraya kadar bile pes etmek üzereydik. Yorgunluğa rağmen görülmeye değer bir doğa ve türbeydi.
Merdivenler bitmek bilmiyordu. Tam sayısını bilmiyorum ama Enesle Ece'nin saydıklarına göre 570 tane kesin vardı. Yukarı çıkmak yorucuydu gerçekten. Tertemiz yepyeniydi yollar. Doğa da iç açıcıydı.
Nasıl güzel görünüyor çıkılmış olan merdivenler aşağıya doğru bakınca. Yılan gibi kıvrılmış rodop dağlarında Enihan babaya giden merdivenli yol.
Bu da büyük bir çeşme. Buz gibi sular akıyor. Ferahlatıyor. Etrafında ağaçlara bağlanmış bez parçaları var. Uğur için bağlanmış olmalı. Ama kimler bağlamış bilmem. Müslüman olan kişi bu tür bir aptallık etmez ama... Ha bu arada çeşmenin teknesinde de atılmış santinler (stotinkalar) vardı.... Oysa türbenin içinde dışında bağış kutuları vardı....


Her şey çok güzel çok temiz pırıl pırıl da.... bu mumluk meselesine bir türlü anlam veremedik. Türbe orası ayol türbe kilise değil ki mum yakasın. Vaaah vah bulgar memleketinde adetler ve ibadetler karışmış anlaşılan milletin. (Türbede mum yakmalar ağaçlara bez bağlamalar...) Allah islah etsin herkesi.

İniş daha zevkliydi gerçekten. Hiç değilse nefesler toplanmıyordu. Yorulmuş olabiliriz ama değerdi görülmeye, Enihan babanın ruhuna fatiha okmaya.....

Yoldaki tabelada enihan baba diye yazıyordu türbedeki taşta ise inihan baba diye yazıyordu bir karışıklık var ama ..... hangisi doğru acaba




ADI UĞRUNA

Türkan derler benim adıma
Tam ermiştim bir buçuk yaşıma
El koymuştu zalim adıma
Atlamıştım annemin sırtına
Çekilmiştik Kirlinin yoluna
Olmaz böyle diye zoruna
Hiç bakmadan sağıma soluma
Kurşun sıkıverdiler alnıma
(1983-1984)



Kurşuna dizildiği vakit 18 aylıktı henuz. Ne Türklük biliyordu, ne Bulgarlık ne milletten anlıyordu, ne milletçilikten, ne vatanseverlik duygusundan tatmıştı, ne de ihanet etmişti. Kendisi kadar küçücüktü dünyası. Doğduğu dağın havası, suyu, bağırı yanık annesinin gözyaşları gibi temizdi..
Ebeveynleri, protesto yürüyüşüne hazırlanıyorlardı. Türkan kıpırtmalarından işi anladı ve vardı annesini şalvarından yakaladı.
-Bunu ne yapacağız? diye sordu Fatma eşine. Baksana nasıl sarıldı bana. Kalacağı bile yok!.. -Götüreceğiz tabii, dedi Feyzullah da. Zaten bırakmayız ki, ihtiyarlarda geliyorlar bizimle. Mahallede kimse kalmıyor. Fatma, gitti dolaptan yün bir giyisi aldı, acele sırtını giyidirip kızını sırtladı. Kapıda amcasıyla karşılaştılar.
-Nereye kızım, diyerek sordu amcası minik yiğenini okşayarak. Nereye götürüyorlar seni ?
-Kızı bötü,diye yanıtladı küçük Türkan kendi dilince. Evet,"Kırmızı botuş alacağız sana"demişti ona annesi. Mahalleden indiler, Kaylobalılara katıldılar. Türkanı kah annesi taşıyordu kah babası. Mogilane'ye yaklaşınca, ırkçılar belki çocuk ve kadın isyancılara dokunmazlar ümidi ile anasının sırtında kaldı. Kayloba'lılar,Mogilane ve Kitna halkını gergin bir durumda buldular. Bir yandan isyancılar birleşmeye, diğer yandanda milis ve iç müdahale askerleri, onların bu özenini engellemeye çalışıyorlardı. Çarpışma başladı, iki taraf bir birine girdi. Asker ve milis, eli boş insanları gaddarca dövüyordu. Türkanın babası Feyzullah, duramadı, soydaşlarının yardımına koştu, ama bir gurup asker ve milis onun üzerünede atılarak cop, tekme ve yumrukla vurmaya başladılar. Bunu gören eşi Fatma, küçük Türkan sırtında "Bırakın kocamı katiller, biz Türküz, bize dokunmayın!" diyerek hemen sıçradı ve eşini kurtarmak üzere ileri atladı. Ve silahlar takırdadı, birden bire bir kaç kişi yere yuvarlandı. Fatma, hala ne olduğnu anlayamamış, eşini savunmaya çalışırken yandan biri:
-Kan, kan akıyor Fatma abla! diye bağırdı biri. Sizden akıyor. Fatma, panik bir şekilde bakındı, onda bir şey yoktu, hemen sırtından küçük kızını kucağına aldı ve ne görsün! Katil, kurşunlarını onun omuzu üzerinden sırtındaki küçük kızının taa alnına rastlamıştı, üstü başı kan içindeydi... Minik Türkan şimdi "Türkan çeşmesi" anıtında ve anılarımızda büyüyor... Küçük Türkanın "Türkan çeşmesi"ndeki anıt taşı.

сряда, 18 юни 2008 г.

sofya'nın sosyetik parkına gitmiştik pazar günü

yujen park sofya
pazar günü olmasına rağmen çok sakindi. var ya bu park türkiyede olsa ana baba günü olurdu orda. çay içenler çekirdek çitletenler satanlar mısır satanlar herkes birşeylerin ticaretiyle uğraşırdı herhalde fırsattan yararlanmak için. burda da yok değildi ama ölü pazardı :)........ duman yok aaaaa öyle mangal yapanlar falan, sosyetik yani dedik ya .......


bazıları çekirdekleri bile poşetine çitlerdi o derece


burda daha çok çocuklara yönelmişler. para harcatacak yerler var. giriş lunapark olmuş resmen. ama içeride çok sakin bahçeler oturma yerleri yürüme yolları var, birde aile bisikletleri var tembelliğin tutarsa yani yürüyüş yapmam ama parkı gezerim dersen ideal bişey. çocuğun varsa veya içindeki çocuk uyanırsa girişte bir kere pamuk eller cebe olmadan olmuyo valla.....







zeynebe gün doğdu















haydi gidin de tadını çıkartın.........

събота, 14 юни 2008 г.

babalarımız..............

Yüreğimizdeki güçlü adam, sırtımızı dayadığımız serin çınar..... Üzüntülerimiz karşısında gözyaşlarını içine akıtan, bazen sevgisini göstermeyi ar edinen babalarımız......

babacım sana kek yaptım.

babalar günün kutlu olsun babacım



Üç yumurtayı kırdım önce
Portakal dilimledim ince ince
Göz kararı da biraz süt kattım
Kalktım, sana kek yaptım
İnsan neler yapar isteyince
Bu bir şey değil düşününce
Ben de tarifi öğrenince, kalktım sana kek yaptım

Çırptım, çırptım, karıştırdım
Kendimi onunla yarıştırdım
Kimse kimseye benzemez
Kendimi kekle yatıştırdım
Oturdum ellerimle sana kek yaptım
Unla sütü karıştırdım iyice
Tereyağı ekledim eriyince
Fırın da oldu 180 derece, attım
Sana kek yaptım


biraz da tadına baktım

insanın kendi emeği olunca çok da tatlı oluyormış
















nasıl olmuş ?????
üstüne de biraz şeftali dilimlemiştim.
şaka maytap bi yana tarif gerçekten şarkıdaki gibi hihihi........
















pavel banyadan fotoğraf makinesine yansıyanlar

Международен фолклорен фестивал Павелбаня - Uluslararası Halk festivali Pavel banya 26 may - 1 yuni 2008

Bunlar bizleri temsil eden arkadaşlardı - yani türkler.











Zeynebim de bu kalabalığa katılma şansı yakaladı. Dedesinin omuzunda yorgunluk gideriyor.











Yunanistan'dan gelen grup da ilginçti. Hiçbiri diğerine uymuyordu. Yaşları, boyları, posları, hepsinin bambaşkaydı. herkes kafasına göre takılırdı. Ama müzikleri güzeldi.










Ruslar büyüledi. Danslarıyla, kıyafetleriyle çocuklardaki enerjiyle çok güzel dakikalar geçirmemize sebep oldular.











Sonunda da kukeriler -kafalarında deriden bir takım uzun uzun maskeler çanlarla süslenmiş ziller takmış adamlar tangır tungur tüm şehrin sokaklarını innettiler. Arada bir de çereşovo topçeyi patlattılar. Pavel banyada ne cin kaldı ne peri. güya bütün bunları kötü ruhları arındırmak için yapıyormuşlar.

четвъртък, 8 май 2008 г.

ilginç - lübopitno

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
**Ahmet Bey, sabah saat 7.00'de *Casio** masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.
**Puffy** yorganını kaldırdı.
**Hugo Boss** pijamalarını çıkarıp
**Adidas** terliklerini giydi.
**WC** 'ye uğradıktan sonra banyoya geçti.
**Clear** şampuan ve **Protex** sabunuyla duşunu aldı.
**Colgate** ile dişlerini fırçaladı.
**Rowenta** ile saçlarını kuruttu.
**Bill's** gömleğini ve **Pierre Cardin** takımını giydi.
**Lipton** çayını içti.
**Sony** televizyonda medya özetlerini ve **flash** haberleri izledi.
**Citizen** kol saatine baktı.
Aile fertlerine **'çav'** deyip **Hyundai** otomobiline bindi.
**Blaupunkt** radyosunu açarak, **rock** müziği buldu.
Ağzına bir **Polo** şeker attı.
Şehrin göbeğindeki **Mega Center** 'daki ofisine varınca, **Fujitsu-Siemens** bilgisayarını çalıştırdı.
**Microsoft Excel'e** girdi.
**Ofisboy** 'dan **Nescafe** 'sini istedi.
Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için **Grissini **yedi.
Öglen **Wimpy's Fast Food** kafeteryaya gitti.
Ayaküstü, **Coca Cola** ve **hamburgeri **mideye indirdi.
**Camel** sigarasını yakıp **Star** gazetesini karıştırdı.
Akşamüzeri iş çıkışı **Image Bar'** a uğrayıp **JB'** sini yudumladı, sonra köşedeki **Shopping Center** 'a uğradı.
Eşinin sipariş ettiği **Persil Supra** deterjan,
**Ace** çamaşır suyu,
**Palmolive** şampuan,
**Gala** tuvalet kağıdı,
**Sprite **gazoz ve **Johnson** kolonyayı alarak kasaya yanaştı.
**Bonus** kartıyla ödemeyi yaptı.
Hafta sonu eşi Münevver'le **Galleria** 'ya giden Ahmet Bey,
**Showroom** 'ları dolaşıp **Kinetix** ayakkabı,
**Lee Cooper blue jean** satın aldı.
**Akşam evde bir gazetenin verdiği **TV Guide** 'a göz atan Ahmet Bey, kanallar arasında **zapping** yaparak,
**First Class** ,
**Top Secret** ,
**Paparazzi** gibi programlar izledi.
Aynı anda **Outdoor** dergisini karıştırdı.
**Saat 22.00'ye doğru TRT'de Türk dili üzerine bir panel başladı.
**Uykusu gelen Ahmet Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken,
**kendini mutlu hissetti.
** 'Ne mutlu Türk'üm diyene!'** diye gerindi veuyudu.
* *Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacağı da belli değil.

неделя, 4 май 2008 г.

yemyeşiiil

insan bu yeşilliği görünce dışarı çıkmasın da ne yapsın. havanın güzel olması için dua etmesin de ne yapsın........ yaaaaa
biz de böyle fırsatlar yakaladıkça kullanıyoruz. rüzgarın direnişine rağmen

zapaden parka gitmiştik cuma günü
















bu saliha....
temiz hava salihayı iyice çarpmıştı o gün galba çocuk uykusunu yenemedi birtürlü.














bunlar da büşra ablamız ve musab abimiz.
saliha mızırlanırken biz onlarla top oynadık, taç yaptık, çiçek topladık.


durmayın arkadaşlar durmayın
havayı güzel gördükçe çıkın dışarıya deşarj olun
yeşillik alanları tercih edin sağlığınıza iyi gelir.
lekuva gerçekten

петък, 2 май 2008 г.

Annelere özel

Baska kim dunyaya gozlerimizi açtığımız andan itibaren bize koşulsuz şartsız gönüllü olarak hayatı öğretme yükünü alır ki?ANNELER tabi ki
Yüreği sevgi dolu tüm özel ve güzel annelerin, anneler günü kutlu olsun .....
kucak dolusu sevgi ve çiçekleri sizlere armağan ediyoruz.

четвъртък, 1 май 2008 г.

BUGÜN NE PİŞİRELİM

Dün yaptıklarımı bugün koyabildim ancak. Dün benim bilgisayar boykot etti. tutukluluk yaptı resimleri yükleyemedim. neyse bu görünen de acemi mantı adını ben koydum. neden mi. çünkü çorba yapacam diye niyetlenmiştim havuçları rendeledim biraz kavurdum soğan falan da koydum azıcık et koyayım dedim et bulamayınca kıyma buldum onu koydum. baktım ki buna su koyarsam iyice miş maş olacak ben bunu en iyisi harç olarak başka yerde kullanayım dedim. mantı hiç yaptığım yoktu. baktım dolapta 3 tane yumurta var. kırdım yumurtaları azıcık sıvı yağ ve tuz ve aldığı kadar da un bunlardan sertçene bi hamur yaptım. sonrası görüntülerde. süslemesini de kızım yaptı. üstüne de tereyağ gezdirmem lazımdı ama o yetişemedi resimler için. geldiğinde kullandım ama hemen yenmeye başlandı resmini çekemedim.

ACEMİ MANTI








malzemeler:
harç...
1 rendelenmiş hvuç
1 baş soğan
1 küçük kase kıyma
azıcık maydanoz
tuz
karabiber
sıvı yağ
hamur...
3 yumurta
biraz sıvı yağ
biraz tuz aldığı kadar un

en son da hazırlanan mantıları haşlamak için kaynar et suyu.
üzeri için...
4-5 kaşık yoğurt
1 kaşık myonez
1 baş yeşil sarmısak
tuz ve eritilmiş tereyağ

hamuru açtım ince şeritler kestim üzerlerine çay kaşığı kadar harç koydum

göründüğü gibi kapattım dört köşeli kestim


sonra da onları suda haşladım . en son olarak da üstüne sarmısaklı yoğurdu koyduk.

bu yazıya bişey daha eklemekistedim. aynı hamurdan artakalan parçalar vardı. onları hepsini topladım bi güzel yufka gibi açtım sonra da aynı şekilde dörtgenler kestim.içine hiç bişeykoymadım. aynı et suyunda haşladım koydum saklama kabına başka bi gün de üşenci mantı olarak kullanmaya karar verdim.